Ödemelerinizi İYZİCO ile taksitle yapabilirsiniz.
23 Kasım 2025

Yoga ve Travma Sonrası İyileşme: Bedenin Sessizce Anlattıkları

Notos Eğitim
Yoga ve Travma Sonrası İyileşme: Bedenin Sessizce Anlattıkları

Travma çoğu zaman kelimelere sığmaz. Yaşananlar, tanık olunanlar ya da hissedilenler zihne olduğu kadar bedene de yerleşir. Bu yüzden travmadan iyileşme yalnızca düşünceleri düzenlemekten ibaret değildir; bedenin taşıdığı gizli gerilimi, tetikleyicileri ve kendini korumak için geliştirdiği kalıpları da fark etmeyi gerektirir. Tam da bu noktada somatik yaklaşım, yani bedeni iyileşme sürecinin aktif bir parçası haline getirmek, derin bir kapı aralar. Yoga ise bu kapının açılmasında en güvenli ve nazik araçlardan biridir.

Travma sonrası kişiler sık sık “kendini bedenden kopuk hissetme”, “her an tetikte olma” ya da “neyin neden bu kadar zor geldiğini bilememe” gibi deneyimler yaşar. Yoga, özellikle bedensel farkındalığı merkeze alan yaklaşımlarıyla, kişinin kendisiyle yeniden temas kurmasını destekler. Bir pozda nefesin ritmini hissetmek, dizlerin yere temasını fark etmek, basit bir gerinmede bedenin verdiği mikro tepkileri gözlemlemek bile sinir sistemine “şu anda güvendesin” mesajı verir. Bu mesajın tekrar tekrar deneyimlenmesi, travmanın sinir sisteminde yarattığı alarm halinin yavaşça çözülmesine yardımcı olur.

Somatik çalışmalar, bedenin hafızasının zihin kadar güçlü olduğunu kabul eder. Yoga pratiğindeki yavaş akışlar, yin pozları ve kontrollü nefes teknikleri, kaslara yerleşmiş minik “tutulma noktalarını” fark etmeye fırsat tanır. Bazen yıllardır ifade edilmeyen bir duygu, poz sırasında hafif bir titreme, göğüste ani bir sıkışma ya da gözlerde dolan bir yaş hissiyle kendini gösterir. Bu, travmanın kişinin kontrolünü ele geçirdiği anlamına gelmez; aksine bedenin “buradayım ve duyulmak istiyorum” demesidir. Yoga, bu duyulma halini yargısız, yumuşak ve güvenli bir alan içinde karşılamayı öğretir.

Travma sonrası iyileşmede en önemli unsurlardan biri, bireyin kontrol duygusunu yeniden kazanmasıdır. Yoga pratiği tam da bunu sağlar: kişi pozları seçer, ne kadar ilerleyeceğine kendi karar verir, bedenini zorlamadan dinlemeyi öğrenir. “Bugün bu kadar yeter” diyebilmek, travma sonrası yaşamda belki de en büyük güçlenme alanlarından biridir. Yoga, zihni bastırmaya değil, duyulan her şeye nazikçe yer açmaya davet eder.

Elbette yoga bir terapi değildir; ancak psikolojik destekle birlikte kullanıldığında süreci tamamlayan güçlü bir araçtır. Günlük pratikler, sinir sisteminin düzenlenmesine, uyku kalitesinin artmasına, tetikleyicilerin yönetilmesine ve kişinin kendine yeniden güven duymasına katkı sunar. Travmanın sessiz izleri zamanla çözülmeye başladığında, kişi yalnızca rahatlamaz; kendini yeniden inşa etme gücüyle tanışır.

Yoga, travma sonrası iyileşmenin sihirli bir dokunuşu değildir. Ama iyi seçilmiş bir pratik, doğru rehberlik ve sabırlı bir süreçle, kişinin bedeninde yıllardır sıkışıp kalan hikâyelere yumuşak bir yer açabilir. Ve bazen iyileşme tam da buradan başlar: Bedenin fısıltısını duymaya cesaret ettiğimiz o sessiz, küçük anlardan.

author-image
Notos Eğitim