Ödemelerinizi İYZİCO ile taksitle yapabilirsiniz.
14 Kasım 2025

Uyku Süresine Dair Algılar

Gökhan Güvener
Hekim
Uyku Süresine Dair Algılar

Uykunun süresine dair algılar, gerçek uyku süresinden çok daha büyük bir etki yaratıyormuş.

Stanford Üniversitesi’ndeki bir araştırmada, katılımcılara fiziksel aktivitelerin ve metabolik değerlerin ölçüldüğü dayanıklılık testleri yapılmış. Sonrasında içlerinden rastgele seçilen bir grup katılımcıya, testler sonucunda “yorgunluğa yatkınlık oluşturan” bir genetik özelliğe sahip olduklarının ortaya çıktığı söylenmiş. İkinci grubaysa hiçbir şey denilmemiş.

(Tahmin edebileceğiniz gibi bu tamamen palavraymış)

Bir hafta sonra tüm katılımcılar için testler tekrarlanmış. Yorgunluğa yatkınlık oluşturan genlere sahip olduklarına inanan kişiler, dayanıklılık testinde daha kötü performans göstermiş; akciğer fonksiyonları bozulmuş ve metabolik değerleri düşmüş, vücut faaliyetine yönelik bütün ölçümlerin daha az verimli hale geldiği görülmüş.

Harvard Tıp Fakültesi’nden araştırmacılar uyku algısı üzerine, uyku süresinin ertesi gün yapılacak zihinsel etkinliklere etkisine dair bir başka deney gerçekleştirmiş:

Yatak başındaki saatler, yanlış uyku süreleri gösterecek şekilde ayarlanmış. Sadece beş saat uyuyan ama sekiz saat uyuduklarını sanan katılımcılar, bilişsel testlerde daha iyi performans göstermiş. Buna karşılık, sekiz saat uyuyan ama sadece beş saat uyuduklarına inananlar, sekiz saat uyuduklarının farkında oldukları zamana kıyasla daha kötü performans sergilemişler. Bu sonuçlar, beynin elektriksel aktivitesini ölçen elektroensefalogram (EEG) testleriyle de doğrulanmış.

Yani uykunun süresine dair algılar, gerçek uyku süresinden çok daha büyük bir etki yaratıyormuş.

Bir başka çalışma da otel temizlik görevlileriyle yapılmış. İşlerini farklı bir şekilde algılamalarının fiziksel sağlıklarını etkileyip etkilemeyeceğini merak eden araştırmacılar, görevlileri iki gruba ayırmış. Kontrol grubuna yalnızca temel sağlık bilgileri verilirken, deney grubuna günlük işlerinin spor salonundaki egzersizlere denk olduğu ve sağlıklı yaşam için önerilen düzeyde etkinliği, zaten işlerini icra ederken yaptıkları söylenmiş.

Bir ay süren çalışma boyunca temizlikçilerin yaptığı işin yoğunluğu ya da süresinde, ya da beslenme alışkanlıklarında herhangi bir değişiklik olmamış. Tek değişken, işlerini egzersiz olarak algılamaları imiş.

Bu, algıdaki küçük değişim, deney grubunun sağlığında belirgin iyileşmelere yol açmış. Kilo vermişler, kas oranları artmış, vücut kitle indeksleri daha iyiye gitmiş, ortalama kan basıncı değerleri düzelmiş. Ölçülen bütün sağlık parametrelerinde daha olumlu değerler elde edilmiş.

Harvard Psikoloji profesörü Ellen Langer’in The Mindful Body adlı kitabından derledim. Çalışmaların çoğu da ona ait.

Yani aslında bedenimiz muazzam özelliklere sahip bir makine gibi.

Ancak kullanma kılavuzuna sahip olmadığımız (dolayısıyla bu özelliklerin farkında bile olmadığımız) için, bu potansiyelin çok çok azıyla yetinerek geçiriyoruz ve tamamlıyoruz ömürlerimizi. 

author-image
Gökhan Güvener Hekim