Ödemelerinizi İYZİCO ile taksitle yapabilirsiniz.
06 Temmuz 2025

40 Yaşındaki Kelime Dağarcığınız Gençliğinizde Ne Kadar Okuduğunuza Bağlı

Alice Sullivan
40 Yaşındaki Kelime Dağarcığınız Gençliğinizde Ne Kadar Okuduğunuza Bağlı

Çocukluğunda okuma sevgisi kazananlar bu alışkanlığı ömür boyu sürdürüyor ve hayatları boyunca öğrenme bakımından herhangi bir zorluk çekmiyorlar.

Yapılan araştırmalara göre çocukluğunuzda keyif için okuduğunuz kitaplar, on altı yaşına kadar sahip olduğunuz kelime dağarcığını ve matematik becerilerinizi doğrudan etkiliyor. Peki ya yetişkinlik, okumanın hâlihazırda sahip olduğunuz dil becerileri üzerinde bir etkisi var mı? Varsa da önemli olan ne tür kitaplar okuduğunuz mu yoksa okuduğunuz kitap sayısı mı?

1970 doğumlu 9.400 kişilik bir örneklem grubuyla yaptığımız çalışmada katılımcıların kelime dağarcıklarının 16 ila 42 yaşları arasında nasıl bir gelişim gösterdiğini inceledik. Kullandığımız temel yöntem, katılımcılara iki farklı listeden oluşan bir test vermek ve listelerdeki kelimeleri birbirleriyle eşleştirmelerini istemekti. Mesela listelerden birinde “grotesk” ya da “ussal” gibi kelimeler vardı ve yapmaları gereken bu kelimelerin öteki listedeki benzerlerini bulmaktı. 

İyi haber şu ki, kişi düzenli okusun ya da okumasın öğrenme süreci okulun bitmesiyle birlikte kesintiye uğramıyor. Hatta katılımcılarla yaptığımız çalışma bize hepsinin kelime dağarcığının 16 ve 42 yaşları arasında ciddi oranda geliştiğini gösterdi. Katılımcılar, az evvel bahsettiğimiz testi 16 yaşındayken %55 oranında doğru yanıtlarken bu oran 42 yaşına geldiklerinde ortalama %63’e yükseldi. 

Bir başka iyi haber de, artık kimsenin okumadığına, okumaya gerek duymadığına dair haberlerin abartılı boş birer laftan ibaret oluşu. Katılımcıların dörtte birinden fazlası (%26) her gün muhakkak kitap okuduğunu belirtirken %33’ü ayda en az bir kez okuduğunu belirtiyor. Kalan %41’lik kesimse hiç okumuyor değil, birkaç ayda bir kez ya da daha seyrek okuyanlardan oluşuyor. 

Üniversitenin okuma tercihi üzerindeki etkisi 

İnsanların okumaktan hoşlandığı kitap türü genelde kişinin eğitim düzeyiyle bağlantılı. Mesela Birleşik Krallık’ın Oxford ya da Cambridge gibi önde gelen yirmi dört üniversitesinin oluşturduğu Russell Grubu üniversitelerinden mezun olanlarla öteki üniversitelerden mezun olanlar arasındaki edebi zevk farklılığı bir hayli şaşırtıcı. Hangi tür kitapları okumaktan hoşlanırsınız diye sorulduğunda Russell Grubu üniversitelerinden mezun olanlar Jane Eyre ya da Kasvetli Ev gibi klasik eserlerin isimlerini zikrederken öteki üniversitelerden mezun olanların yalnızca %29’u, herhangi bir üniversite eğitimi almayanlarınsa yalnızca %11’i bu tarz, okunması nispeten güç eserlerden hoşlanıyor. 

Angela Carter ya da Paul Auster gibi çağdaş kurgular söz konusu olduğundaysa alan çok daha kısıtlı. Russell Grubu mezunlarının %48’i, öteki üniversitelerden mezun olanların %30’u, üniversite eğitimi olmayanlarınsa yalnızca %5’i çağdaş kurgu okuyor. Öte yandan polisiye roman %43 ile en çok tercih edilen tür – Russell Grubu’nun %55’i ve üniversite eğitimi olmayanların %36’sı tercihini polisiyeden yana kullanıyor. 

Ne okuduğunuz ve ne kadar okuduğunuz

Peki 16 ila 42 yaşları arasında en çok kimlerin kelime dağarcığı gelişme gösterdi? Kullandığımız istatiksel analiz yöntemi katılımcıların sosyo-ekonomik geçmişlerini ve sırasıyla 5, 10, 16 yaşlarındaki kelime testi puanlarını dikkate aldı. Elde ettiğimiz sonuçlara göre hem çocukluğunda hem de yetişkinliğinde zevk için okuyanların kelime dağarcıkları çok daha zengin ve dolayısıyla da dili çok daha ustalıklı bir biçimde kullanıyorlar. Hatta öyle ki, çocukken okuduğunuz kitaplar 42 yaşına kadar kelime dağarcığınızı doğrudan etkiliyor. 42 yaşından sonra okumaya devam edenlerse okumayanlara kıyasla çok daha hızlı bir biçimde öğreniyor ve yaşla beraber dil becerilerinde kayıp yaşamıyorlar. Ancak bu bariz farkı yaratan, sadece okunan kitap sayısı değil. Kırklı yaşlarından sonra okuma tercihini nitelikli kurgu eserlerden yana kullananların kelime dağarcığı kazanımı, alelade kurmaca okuyanlara kıyasla oldukça çok daha yüksek. 

Okumanın ömürlük faydası

Araştırmalarımız gösteriyor ki, çocukluğunda okuma sevgisi kazananlar bu alışkanlığı ömür boyu sürdürüyor ve hayatları boyunca öğrenme bakımından herhangi bir zorluk çekmiyorlar. Okumanın bizlere sağladığı fayda çocuklukla birlikte sona ermediği gibi, çocuklukta kazanılan okuma sevgisi yaşamımız boyunca bize çok farklı alanlarda beceri kazanma imkânı tanıyor. 

Günümüzde gençler boş zamanlarını değerlendirmek için birbiriyle yarış halinde olan çok fazla imkâna sahip. Yeni teknolojiler gençlerin okuma zevkini ellerinden almak yerine onlara bu zevki paylaşabilecekleri bir alan yaratabilir. Fakat bu konuda elbette en büyük rol okullara düşerken bugün çoğu okulda kütüphanenin bile bulunmaması gerçekten endişe verici. Halk kütüphanelerine yönelen tehditse aslında salt kitaplara değil, yaşam boyu öğrenmeye yönelik potansiyel bir tehdit.

Her şeyden de önemlisi, eğitimdeki başarı büyük ölçüde bir evde kitap olup olmamasına, daha doğrusu o evde okuma alışkanlığı bulunup bulunmamasına bağlı. O yüzden az kitaplı evlerden gelen çocuklara okuma sevgisini nasıl teşvik edeceğimizi düşünmemiz gerek. Üstelik araştırma sonuçlarına bakılırsa entelektüel beceriler açısından fayda sağlayan okuma türü, bizden biraz daha fazla zaman ve emek isteyen daha zorlayıcı kurgular – yani bir kitabın dili ve kurgusu ne denli basitse muhakeme ve dil becerileri açısından bize sağladığı fayda o derece sınırlı oluyor. 

Çeviren: Fulya Kılınçarslan

author-image
Alice Sullivan